Okuma Süresi 7 dak
Tebrikler, dünyanın en ulvi mesleklerinden birini yapıyorsunuz, annesiniz.
Bir de belki, hâlihazırdaki tam zamanlı işinizin üzerine yapıyorsunuz.
Ama “Yetersizsiniz”.
Bitmek bilmeyen; “hiçbir şeye yetişemiyorum”, hiçbiri şey istediğim gibi olmuyor hissi var.
Tam orada karnınızda, yumruk gibi...
Yapılan araştırmalara göre annelik günde tam 8 saatlik bir iş. Evet, yanlış duymadınız tam 8 saatlik, neredeyse tam zamanlı bir iş.
Anne olduğunuzda ne yazık ki kimse gelip; “Tebrikler nur topu gibi bir evladınız oldu, bir de üstüne 8 saatlik bir işiniz oldu. Zaten neredeyse tamamı dolu olan hayatınıza, bu 8 saatlik yeni işi sıkıştırıvermek sizin göreviniz. Bu arada çoğu zaman takdir, teşekkür yerine şikâyet duyacaksınız. Bilginize” demiyor.
Sonra kendinizi oradan oraya yetişemezken, “mış” gibi yaparken, istediğimiz hiçbir şey; istediğimiz gibi gitmezken, sıkışmışlık ve “yetersizlik” hissi içerisinde nefes alamazken bulursunuz.
Öncelikle bir durup nefes almanızı istiyorum ve lütfen şunu bilin
“SİZ YETERLİSİNİZ”. Ve gereğinden çok daha fazla...
Çünkü anne olmak, sadece çocuk sahibi olmak değil. Normal yürüyen hayatınıza 8 saatlik ekstra bir iş almak. NORMAL OLMAYAN; bunu aslında hiçbir şey olmamış gibi, çok normal gibi yönetmeye çalışmak.
Peki kritik soru; çözüm ne?
-Ben YETERLİYİM
Önce bunu kabul ettiysek, şimdi kendinize yüksek sesle söyleyin, “BEN YETERLİYİM, BEN YETERLİYİM, BEN YETERLİYİM”. Ama unutmayın, hayatta bilmek kadar hatırlamak da önemli. Lütfen her gün görebileceğiniz bir yere yazın “Ben yeterliyim”. Bu, her sabah baktığınız aynanızın üzeri olabilir, telefon ekranınız olabilir ya da duvardaki ufak bir not olabilir. Sadece her gün görebileceğiniz bir yer olsun. Kendinize hatırlatın: “BEN YETERLİYİM.”
-ÖNCE SİZ
Uçakta acil durumlarda ilk önce kendi maskenizi, sonra çocuğunuz maskesini takmanızı söylerler. Çünkü siz olmazsanız, çocuğunuz olmaz. O zaman, ilk önce kendi maskemizi takacağız. Ben anneyim, benim yemeyip yedirmem, içmeyip içirmem gerekiyor diyorsanız, orada duralım. Size bir sorum olacak, siz çocuğunuz olsanız hangi anne modelinin, anneniz olmasını isterdiniz?
1. Yememiş yedirmiş, giyinmemiş giydirmiş, fedakarlıklar içerisinde kendini bırakmış, yetersizlik sendromu içerisinde sıkışmış bir anne mi?
2. Kendine güvenen, kendi önceliklerini de en az sizin öncelikleriniz kadar önemseyen, kendine saygı duyan bir anne mi?
Siz kendinizi sevmez, önemsemez, kendinizi önceliklendirmezseniz, önce kendinize, sonra çevrenizdekilere haksızlık etmiş olursunuz. Siz olmazsanız, kimse olmaz. Burada anlaştıysak, bunu nasıl yapacağız.
-SİZİ SİZ YAPAN ŞEYLER LİSTESİ
Şimdi biraz baş başa kalma zamanı. Kahvenizi alın ve sizi siz yapan, sevdiğiniz, sizi beslediğini düşündüğünüz aktiviteleri yazın. Kitap okumak, tiyatroları takip etmek, spor yapmak, arkadaşınız ile kahve içmek gibi. 15 dakika boyunca listenizi oluşturduktan sonra, öncelik sırasına göre sıralayın. Sıralamanız bittiyse, ilk önce ilk 3'üne odaklanacağız. Listenizdeki ilk 3 şeyi hayatınıza, başlangıçta minimumda sokmak için neye ihtiyacınız var, karşısına yazın. Bunu yazdıktan sonra işimiz, sistem kurup, bu 3 şeyi hayatımızda rutine sokmaya kalıyor. Nasıl mı, hadi bir örnek üzerinden gidelim:
Destek mekanizmanızı bulmanız ve bu rutinleri oturtturmanız kolay olmayacak ama etkili olacak. Üç ay boyunca bu rutini oturtturduktan sonra listenize tekrar bakın ve listenizde 2 tane aktivite seçip aynı şekilde hayatınıza ekleyin. Göreceksiniz altı ay içerisinde hayatınızda mucizeler olacak.
Unutmayın, bilmek ile hayatınıza sokmak arasında fark var. Eğer gerçekten bir şeylerin değişmesini istiyorsanız, bilinçli olarak harekete geçip, bunları hayatınıza sokmanız gerekiyor.
Einstein'ın şu güzel sözü ile bitirelim:
"Hayatı yaşamanın iki yolu vardır; biri hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak, diğeri ise herşey mucize gibi yaşamak."
Kaybettiğiniz yeterlilik hissini tekrar kazandığınızda, hayatınızdaki mucizeleri görmeye başlayacaksınız.
Mucizelerle dolu ikinci yolda bir başka durakta buluşmak üzere....